Yerel seçimlere katılalım!

HÜSEYİN AVGAN /DİDF YK Üyesi-

DİNİ ve ETNİK temelde SEÇİM LİSTELERİ
OLUŞTURULMASI HÜKÜMETİN BÖLÜCÜ POLİTİKALARINA, IRKÇILARIN GELİŞMESİNE HİZMET ETMEKTEDİR. ORTAK YAŞAMIN GÜÇLENMESİ İÇİN SEÇİMLERE KATILALIM, DEĞİŞİK ULUSLARDAN EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZLE ORTAK GELECEĞİMİZ İÇİN POLİTİK YAŞAMA KATILALIM.

Almanya’da en fazla seçmenin yaşadığı Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’nde 13 Eylül’de olacak yerel seçimler, hepimizin bildiği gibi, normal koşullarda yapılmıyor. 2020 senesinin başından itibaren dünya genelinde yaygınlaşmaya başlayan Covid-19 virüsü NRW’de de, işçi ve emekçilerin yaşadığı bir çok sorunun derinleşmesini ve açığa çıkmasını beraberinde getirdi.
Senelerdir kamu alanında devam eden özelleştirmelerin, sosyal alanda yapılan kısıtlamaların, belediyelerin yatırım yapmasının engellenmesinin sonuçlarının emekçiler için ne kadar ağır olduğu Covid-19’la beraber daha açık bir şekilde görüldü.
Almanya genelinde olduğu gibi, NRW eyaletinin tamamında da uzun dönemdir sosyal konut sayısı sürekli azaldı. İhtiyacı karşılayacak yeni sosyal konutlara yapılan yatırımlar durduruldu. Sonuç bütün şehirlerde ödenebilir konut bulabilmek neredeyse imkânsız hale geldi. Sağlık hizmetlerinin önemli bölümü bu eyalette de özelleştirildi. Hastanelerin kâr getirmeyen bölümleri kapatıldı. Sağlık hizmetleri kâr elde etme esası üzerine planlandığı için, bir yandan hizmetlerin kalitesi düşürüldü, bir yandan da çalışanların çalışma koşulları ağırlaştı. Covid-19 ortaya çıktığında, bu eyalette maske gibi en basit ihtiyaçlar bile karşılanamadı. Covid-19 la birlikte daha fazla kanamaya başlayan bir başka yara ise eğitim sorunu. 13 Mart’tan bu yana virüsün yaygınlaşmasını engellemek için okullar kapalı durumda. Doğru bir karar olan okulların kapanması, işçi ve emekçi, göçmen ailelerin çocuklarının eğitim alanında yaşadığı adaletsizliği daha da derinleştirdi. Virüs tehlikesi nedeniyle önümüzdeki eğitim sürecinde de kısıtlamalar devam edecek. Çocukların sağlıklarının hiçbir koşulda tehlikeye atılmaması gerekir. Ancak eğitimde yaşanan bu adaletsizlik konusunda acil önlemler alınmazsa, okul-eğitim bir çok çocuk açısından anlamını yitirecek.
2019 senesinde gençlerin çevre tahribatına karşı ayağa kalktığını hepimiz hatırlıyoruz. Gençler başta kamu ulaşımının yeniden planlanmasını, ulaşım hizmetlerinin parasız olması gerektiğini dile getirmişlerdi. Covid-19 gibi virüslerin aynı zamanda çevre tahribatının sonucu olarak yaygınlaşacağı konusunda bilim insanları hemfikir olmuşlardı.
Günlük yaşamımızı önemli derecede etkileyen bu sorunları dile getirmemizin nedeni, bu sorunların bir bölümü 13 Eylül’de yapılacak seçimler sonucu oluşacak belediye meclisleri tarafından çözülebilecek sorunlar olması. Bazı sorunlar ise ancak bu sorunları yaşayan yerli ve göçmen emekçilerin bir araya gelmesi ve mücadele etmesiyle mümkün olabilecektir. Dile getirilen sorunlar ve daha bir çok alanda belediyeler üzerinden çözümler üretilebileceği gibi, eyalet ve federal hükümetin kısıtlama politikalarına yönelik tepkiler belediye meclisleri üzerinden de artırılabilir.
Yukarıda dile getirilen sorunların emekçiler lehine çözümünden yana olan tek tek üyelerin, partilerin ya da seçim birliklerin seçilecek belediye meclislerine girmesi çok önemli. Tüm emekçilerin seçimlere katılarak, işsizliğe, yoksulluğa, kısıtlamalara ve ırkçılığa karşı olan partileri, adayları güçlendirmesi, vereceği oy üzerinden değişik uluslardan ve inançlardan emekçilerle birliğini güçlendirmesi hayati derecede önemli.
Türkiye kökenli emekçilerin en yoğun yaşadığı eyaletlerin başında NRW gelmekte. Vatandaş olamayanlar uzun zamandır burada yaşamasına, yaşam merkezi olarak burayı görmesine rağmen bu seçimlere de katılamayacak.
Emekçilerin ırkçı-ayrımcı politikalar sonucu olarak politik yaşama katılımı bilinçli bir şekilde engellenmekte. Irkçılığın-ayrımcılığın yeşerme zemini merkezi politikalarla güçlendiriyor. Bu politikalarla değişik uluslardan emekçilerin birleşmesi, kaynaşması, ortak mücadele etmesi engellenmeye çalışılmakta. Bu politika ancak, yerel seçimlerde de yerli ve göçmenlerin ortak örgütlendiği, kendi çıkarları doğrultusunda yerlilerle ortak politika yapmasıyla mümkün olabilir. Değişik gerekçelerle dini ve etnik temelde seçim listeleri, partiler oluşturulmakta. Bu gerekçelerin bazıları kulağa hoş gelse de, esas olarak, hükümetin bölücü politikalarına, ırkçıların gelişmesine güçlenmesine hizmet etmektedir.
Bu nedenle bu birlikler, haklı gerekçeler getirse bile, uzun vadede ortak yaşamın güçlenmesi, emekçilerin daha iyi koşullarda yaşamının olanaklarının güçlenmesi için seçimlere katılalım, değişik uluslardan emekçi kardeşlerimizle, ortak geleceğimiz için politik yaşama katılalım, emekçiler lehine değişmesi için müdahale edelim.

Ersten Kommentar schreiben

Antworten

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.


*