Suavi
Kuşkusuz sıradan bir oyun
değil yaşadığımız hayat. Ve doğa;
sıradan bir
oyun sahnesi hiç değil.
Rollerimiz,
hikayelerimiz, sürelerimiz, kapasitemiz hep farklı-farklı.
Kimimiz
başrol oynuyoruz,
Kimimiz,
yardımcı oyuncu.
Kimimiz
belki, figüran bu hayatta.!
Kimimiz ne
oynadığının,
Kimimiz ne
oynandığının ve kimimiz, kiminle oynandığının ayırdında bile değilken,
bir diğerimiz
“nesine oynuyoruz”? iddiası peşinde sürükleniyor delice bir hırsla,
kumarbazca.!
Kimimiz ekip
oyununda, kimimiz yapayalnız ve kimimiz yalnızca “seyirci” bu oyunda çünkü:
seyirci bırakılmak bir oyun..!
Kimimiz,
alkışlarla uğurlanırken oyunun sonunda, kimimiz izleyicisiz sürdürüyor oyununu,
umutsuzca.
Kimimiz
izliyor yalnızca ve izleniyor kimimiz hayatı boyunca.
İyi de biz,
hangisiyiz?
Şimdi, bozun
tüm oyunları, bozulan oyunlarınızın öçünü alırcasına çünkü; öç almaya
zorlanmak, bir oyun..!
Bu düzmecede
yazılan da, okunan da bir oyun. Canının istediği gibi anlamakta, anlamamakta.,
anlatmakta,
saklı tutmakta.
Sürdür,
sürdürebildiğin kadar bu oyunu yani ve çünkü; yalanla yaşamakta bir oyun,
yaşatılmakta..!
Kısaca:
kurallarına göre oynayacaksın “hayat” denen bu oyunu ve her zaman kullanacaksın
oyunu, belirlemek için yeni oyuncuları.
Sen
oynamazsan, senin yerine oynayacaktır bir başkaları çünkü; güdülmek de bir
oyun, dur demek de..!
Aslolan dahil
olmaksa oyuna gururla, üstelik yaşamın doğal kurallarıyla; fikrin bile
sorulmadan “merhaba” dediğin bu dünyadan adeta “ölümüne” dalacaksın yaşama ve
ölümle, ölümüne oynayacaksın çünkü; ölüm de bir oyun, öldürülmeler de..
Oysa:
ciddi bir
iştir yaşamak, düşmana inat, büyük bir aşkla.
Ve aşk;
“Kimine göre
tek,
Kimine göre
iki kişilik” de olsa.
Çok da
aldırmayacaksın çünkü: sayılar da bir oyun,
“Yok”
sayılmalar da..!
Ki; sayısı
yoktur umudun.
Sayısız ve
sınırsız bir umutla..,
SUAVİ
Antworten