35 binden fazla yeni işsiz geldi, 60 binden fazla işçi kısa çalışma için başvuru yaptı. Koronavirüs çalışma hayatını derinden sarsarken, işçilerin gelirlerinde ciddi düşüş görülüyor.
Koronavirüs salgını, Dortmund’daki işsizlik oranında büyük bir artışa neden oldu. İşsiz sayısı 35 binin üzerine çıkarken, 61 bin işçinin de kısa çalışmaya zorlandığı bildiriliyor. İşsiz kalanlar ve kısa çalışma ödeneği alanlar ciddi bir gelir kaybına uğrarken, yoksulluk ve geçim sıkıntısı yaşayanların sayısında büyük bir artış var. Göçmenlerin yoğun olarak çalıştığı gastronomi ve hizmet sektöründeki durgunluk, işçiler ciddi biçimde tehdit ediyor.
Dortmund İş Acentesi’nin verilerine göre Nisan ayı itibariyle Dortmund’da tam olarak 35.450 işsiz bulunuyor. Yüzde 11.2 gibi oldukça yüksek bir orana denk gelen bu oran, sadece bir ayda işsiz sayısı 2 bin 750 kişi arttı. Bir önceki aya göre yüzde 8, geçen yıla oranla yüzde 14 artış anlamına gelen bu rakamlar, kentin yoksulları için çok daha fazla yoksulluk anlamına geliyor. Bu kadar yüksek bir artışın uzun süredir görülmediği ve kısa çalışma ödeneğine başvuranlar da göz önünde tutulduğunda sıkıntının çok daha büyük olduğu vurgulanıyor.
KISA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ DÜŞÜRDÜ
İşsizlik ödeneği için başvuranlar çoğunlukla virüs salgını ile birlikte ciddi sorun yaşanan gastronomi ve hizmet sektörlerinde çalışıyor. 1 Mart’tan sonra 4 bin 550 iş yerinin kısa süreli çalışma sistemine geçtiği ve toplamda 61 bin işçinin kısa süreli çalışmaya zorlandığı ifade ediliyor.
31 yıldır Düsseldorf Havalimanı’nda çalışan temizlik işçisi Nuray Maketa, uçaklar azalmasına rağmen hâlâ bir trafik olduğunu ve risk altında çalıştıklarını söylüyor. Gerekli önlemlerin alındığını, maske ve eldiven verildiğini söyleyen Maketa, yine de risk altında olduklarını ve kaygı duyduklarını belirtiyor. “İşçi olarak biz hakkımızı istiyoruz, kurzarbeit’a girmiş olmamıza rağmen bizi daha fazla desteklemeleri lazım. Kısa çalışma olunca aldığımız ücret normalin yüzde 60’ı kadar oluyor. Bu miktar ne kadar yetebilir? Zaten düşük ücretlerle çalışıyorduk, şimdi tamamen çok düşük ücretlere mecbur bırakıldık” diyen Nuray Maketa, devletin farkı karşılamasını ve işçilere tam maaş ödenmesi talep ediyor. Maketa, işçiler olarak sürekli birbirlerini kontrol ettiklerini, yardımlaşma içinde olduklarını belirterek, sendikanın da işçileri her konuda bilgilendirdiğini sözlerine ekliyor.
EVDEN ÇALIŞMA YAYGINLAŞTI
Salgının ilk günlerinde evden çalışmaya geçen Telekom işçisi Murat ise yaşadığı evin çamaşırhanesine kurduğu ofiste işlerini sürdürmeye çalışıyor. “Kendi bürom gibi değil, ama küçük bir yer bulabildim. İş yerinden bilgisayarı, sandalyeyi, monitörü getirdim, kurup çalışmaya başladım. Zaten 7/24 hattımız hep açıktı, şimdi daha çok ihtiyaç oluyor. Aralıksız çalışıyoruz” diyen Murat, evden çalışmanın daha rahat olduğunu, ama iş arkadaşlarını özlediğini söylüyor. Murat, evden çalışma döneminde mümkünse işverenlerin ek ücret vermesi gerektiğini düşünüyor.
BÖYLE SÜRERSE SIKINTI YAŞANIR
Salgından önce gastronomi sektöründe yoğun bir çalışma içinde olan Hüseyin Kantaş, salgın sonrası haftada sadece bir gün çalışmaya başlamış. Kantaş, “Çalıştığım kafe tamamen kapandı, sadece perşembe günleri ‘al götür’ şeklinde çalışıyor. Durum böyle devam ederse ciddi sorunlar yaşanabilir, işçilerin ücretlerini tam olarak almaması ödemeleri olar insanları zor duruma sokabilir” diyerek kaygılarını dile getiriyor. Salgından önce bir kioskta çalışan ve sonrasında işinden ayrılan Sinan Akbay ise, o günden bu yana evde kaldığını ve çalışamadığını anlatıyor. İşsizlik ödeneğinin yetersiz olduğunu ve ciddi bir gelir kaybına uğradıklarını anlatan Sinan Akbay, salgın süresinde işsiz kalanların ya da kısa çalışmaya zorlananların ücretlerinin tam olarak ödenmesi gerektiğini düşünüyor. Büyük şirketlerin değil, yoksul halkın desteklenmesi gerektiğini düşünen Sinan, sağlık hizmetlerine erişimin herkes için kolaylaştırılması gerektiğini de sözlerine ekliyor. (Dortmund/SdN)
Antworten